Bugun...


Mustafa TOPTOP

facebook-paylas
ÇOCUKLARIN GÖNLÜNE KÖPRÜ KURAN İMAM
Tarih: 05-04-2024 11:13:00 Güncelleme: 05-04-2024 11:13:00


Mübarek günler beyaz ata binmiş bayrama doğru son sürat koşuyor. İlk on gün geçti bile. Rabbimizin nimetlerini dağıta dağıta menziline yaklaşıyor Ramazan. Ötede harcamak üzere gönül heybesini doldurmakla meşgul insanlar. Camiler cıvıl cıvıl, rengarenk. Özellikle de teravih namazları oldukça kalabalık. Her yaştan insan var ama camilerin neşesi çocuklar.

            Cemaat namaza durunca, koşuşan, oyun oynayan, ses çıkaran çocuklar birbirlerini görünce daha da çok şımarıyorlar. Bazen kaşlarını çatanlar, işaret parmağını dudağına götüren büyükler var ama olsun onlarla şenleniyor bu kutsal mekanlar. Ramazanlar çocukların camiye alışmasının bir vesilesi oluyor. İnancımızın vecibelerini yerine getirme düşüncesi belki bu şekilde oluşuyor.

            Birkaç yıldır ramazanın bir kısmını Ankara’da geçiriyorum. Ailecek teravih namazlarını her gün bir başka camide kılmaya çalışıyoruz. Çocuklar her camide aynı. Gül dikensiz olmaz, gülünü seven dikenine katlanır, derler. Biz de bu güllerin dikenlerine aldırış etmiyoruz. Yolumuz bir gece Etimesgut’ta bir camiye düştü.Mimari olarak güzel bir cami. İçeriye girdik, çocuklar vardı ama burada farklı bir manevi ağırlık da dikkatimizi çekmişti. Nedenini teravih namazı başlayınca anladık, hatimle namaz kıldırıyordu imam efendi. Yani her rekâtta Kur’an’dan sıra ile bir sayfa okuyor. Biraz uzun sürdü tabi. Belki çocukların sessizliği ondandı ama yine de dayandılar sonuna kadar. Huşu içinde kılınan güzel bir namaz oldu.

            Ertesi gün yine başka bir camiye gittik. Yeni imar planı yapıldığından dolayı gecekondu mahiyetindeki birçok ev yıkılmış, geniş alanın ortasında yapayalnız kalmış, eski, bakımsız, küçük bir cami. Belli ki bu cami de evlerin akıbetine uğrayacak. Yeni ve modern bir cami yapılacak ilerde. Yıkılan mahallenin eski sakinleri başka yerlerde otursalar da boş bırakmamışlar eski camilerini. Kimi yürüyerek, kimileri de araçlarıyla gelmişler.

            Camiden içeri girince oldukça şaşırdık. Etrafta o kadar güzel cami gördükten sonra burası garip geldi bize. Eski köy camilerini andırıyordu Mustafa Heper camisi. Yıkılmak için sırasını bekler gibi bir hali vardı. Caminin ortasında büyük, eski bir soba, yerde her biri diğerinden farklı halılar. Dikkatimi çeken bir başka şey de cemaatin çoğunun çocuklardan ve gençlerden oluşmasıydı. Çocuklar burada da hareketli. Namaz başladı, yarım yamalak iki saf cemaat, çocukların çoğu ön safta. Sıra teravih namazına geldi. İlk dört rekâtın ardından imamın selam vermesiyle birlikte çocukların sesleriyle irkildik adeta. Çocuklar en yüksek sesleriyle, koro halinde salavat getiriyorlardı. Her dört rekâtta bir tekrarlandı salavatlar, çok şaşırdık; çok da hoşumuza gitti.

            Kısa sürdü namaz. İmam, sureleri -çocukları sıkmamak için olacak- çok hızlı okudu. Asıl ilginç olan namazdan sonraydı. İmam efendi kısa bir vaaz verdi, ilahi söyledi. Daha sonra bir defter çıkararak sınıftaki öğretmen gibi tek tek yoklama aldı. Çocuklar “Burada!” diye ses verdiler. İmam orada olanlara birer işaret koydu. Kadir gecesinde, geldiği gün sayısınca onar lira harçlık ve ayrıca hediyeler verileceğini söyledi. Sonra beş yaşından küçük küçükleri çağırdı yanına. Kızlara bebek, erkeklere oyuncak arabalar hediye etti. Çocuklar büyüklerinin aldığı küçük çikolataları dağıttı cemaate. Büyüklere birer, çocuklara ikişer adet.

            Şenlik havasında kılınan namazdan sonra herkes birbirini tebrik etti ve ayrıldık camiden. Ertesi gün çocuklar “Yine gidelim o camiye!” diye ısrarcı oldular bize. Birkaç gündür biz de müdavimi olduk bu caminin. İmam efendi çocuklarla sıra dışı bir gönül köprüsü kurmuş. Onları sıkmadan, sevdirerek namaza alıştırıyor. Kimse burada çocuklara çıkışmıyor, bağırmıyor, onları hoş görüyor ve imama destek çıkıyor. Örnek alınacak bir durum var bu camide.

            Tebrik ediyor ve gönülden kutluyorum seni güzel insan. Demek ki olabiliyor. Alışılmışın dışına çıkarak, Peygamber Efendimizin hoşgörüsünü göstererek çocuklarımıza ulaşmak ve dinimizi öğretmek, vecibelerini yerine getirmeye alıştırmak mümkünmüş. Darısı diğer din görevlilerimizin başına. Zor değil, biraz sabır, hoşgörü ve illaki sevgi. Gerisi kendiliğinden geliyor. Sevgiyle kalın efendim.



Bu yazı 1075 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI