Bugun...


Mustafa TOPTOP

facebook-paylas
MİSAFİRLER HAYDİ!
Tarih: 11-02-2025 11:38:00 Güncelleme: 11-02-2025 11:38:00


İlçenin küçük camisi yerine yenisi yapılmak üzere yıkılmıştı. Yapılacak cami daha büyük ve çok amaçlı olmalıydı. Uzun tartışmalardan sonra inşaat başladı. İki katlı, daha büyük bir cami. Her şey iyi de ilçe küçük, böyle bir cami yapmaya gücü yetmez ki!

             İnanç başarmanın yarısıdır. İmkân yoksa buluruz Allah’ın izniyle diyenler başladılar çalışmaya.  İlçe seferber oldu. Sadece ilçe mi? Ulaşılabilen her yere gidip cami için yardım topladı dernek yöneticileri. İlçe müftüsü başta olmak üzere herkes hedefe kilitlendi, aşkla, inançla koştular, koşuşturdular. İl içinde ve dışında camileri tek tek gezip yardım istediler.

            Yaz tatilini Gebze’de geçiriyordum. Bizim cami için Sakarya’nın Akyazı ilçesindeki camilerden yardım isteneceğini duydum. Yakın olduğum için ben de gittim Akyazı’ya. İhtiyar bir amca ile birlikte cuma namazı çıkışı yardım isteyecektik.

            Hayatımda hiç kimseden bir şey istememiştim. O kadar zor geldi ki bana. Sonra  “Sen kendin için bir şey istemiyorsun ki! Allah rızası için yapılacak bir camiye insanların yardım etmesini talep ediyorsun. Hem yardım edenlerin de hayır işlemelerini sağlıyorsun!” diyerek kendimi rahatlattım. Utana sıkıla istemeye başladım.

            Dünyanın en zor işi gibi geldi bana istemek. Yanımdaki ihtiyar amca da benden farksız ama bu haliyle içinde namaz kılacağımız cami için yüzlerce kilometre öteden gelmiş. Biraz da ondan güç alarak on on beş dakika Cuma namazı çıkışı tanımadığım insanlardan yardım istedim.

            Cami boşalmış, imam yanımıza gelmişti. Hep birlikte toplanan paraları saydık, tutanak tuttuk, paraları teslim etmek için imamla birlikte müftülüğe gitmek üzere camiden çıktık.

            Caminin dışında orta yaşlı bir adam “Misafirler haydi!” dedi. Bizi evine davet ediyordu. “Bizi müftülükte bekliyorlar, yolumuz da uzak, insanları bekletmeyelim.” dedim.  Adam, ısrarla, tekrar “Misafirler hadi!” dedi.

            İmam duruma müdahale etmek istedi, “Abi, misafirler için müftülükte yemek hazırlatıldı.” dedi.

            Adam, sesini yükselterek ve amirane bir tavırla “İmam! Sen de…”  dedi. Çaresiz, bu ısrar karşısında inat edemedik ve imamla birlikte adamın evine gittik.

            Unutulmaya yüz tutmuş âdetlerden birisi. Cuma’dan eve misafir getirip yemek ikram etmek. Adam cumaya gitmeden önce eve misafir getirmeye niyet etmiş, hazırlığını yapmış. Avını bekleyen kuzgun gibi camiden çıkanlara bakmış... misafir olanı, yolcu olanı bulmuştu. Eşi dostu değil; misafir olan, yolda olan! İşin esası da bu aslında. Kolumuza yapıştı ve bırakmadı. O gün orada misafir bizdik. Bizi aldı götürdü. Allah ondan razı olsun otuz yıldan fazla zaman geçti ve ben tanımadığım, bizi de tanımayan bu güzel insana dua ediyorum.

            Misafir almalar, ikram etmeler günümüzde unutulmak üzere maalesef. Misafir berekettir. Derler ki “Misafir on nasiple gelir, birini yer dokuzunu bırakır gider.” İkram etmekle mal eksilmez. Bilakis çoğalır. Çünkü var olan bizden değildir. Rızıkları veren Allah’tır. Allah’ın hazinesinden vermekle mal tükenmez. Yeter ki maksat Allah’ın rızası olsun.

            Bazı köylerimizde oda geleneği vardır. Akşamları odalarda toplanılır. Birlikte yenilir, içilir. Sohbetler edilir. Hele misafir geldi mi tepsi tepsi yemek taşınır odaya. Misafir kalıcı ise yatak serilir. İhtiyaçları karşılanır. Hürmet edilir. Dinlendirilir. Giderek azalsa da köylerimizde hâlâ devam eder bu güzel gelenekler.

            Bu sebeple köylerimiz güzeldir, candandır, candır. Şehrin kalabalığından, soğukluğundan bıkan insanlar bu sebeple her fırsatta köylerine gitmek isterler. Sevgiyi, samimiyeti orada bulurlar. Orada rahat hissederler kendini.

            Apartmanlarda birlikte yaşayan, aynı kapıdan girip çıkan insanlar bırakın misafir kabul etmeyi bir selamı bile esirgiyorlar. Giderek yalnızlaşıyor ve yabancılaşıyoruz. Biz bu değiliz!

            “Misafirler haydi!” diyebilecek yüce gönüllülüğe ihtiyacımız var. Allah misafiri evimizden, eksik etmesin!

            Unutmayalım, misafiriz bu dünyada, birgün “Misafir haydi!” diyecek biri var…

           

 



Bu yazı 876 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI