deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler casino siteleri
Besmele ile başladı güne Hüdaverdi. Günlük duasını yaptı ve kalktı yatağından. “Allah’ım günümü hayırla başlat ve hayırla tamamla, işlerimi bana kolaylaştır! Darda, zorda koyma beni!” İnşaat ustasıydı Hüdaverdi.İşi hiç de kolay değildi. İş bulursa çalışıyor, bulamazsa arıyor. İnşaatla ilgili elinden her iş geliyor. Amelelikten ustalığa baya mesafe almış. Harç karmakla ve taşımakla başlamış; duvar örme, kalıp işi nerede ihtiyaç varsa orada çalışmış Hüdaverdi. Aranılan, işinden memnun kalınan değerli bir usta olmuş. Korkusuzca iskeleye tırmanır, en tehlikeli, en zor işleri hiç çekinmeden yaparmış. Alın teri onun en kıymetli hazinesi. Yaptığı işin hakkını vermek en büyük gayesi.
Hayat insanları savurur bazen. Her şey iyi giderken tersten bir rüzgâr eser, ters gider işler. İş bulamazsın, paran biter zorlanırsın. İşin olur, çalışırsın paranı alamazsın, beklersin, dara düşersin. Dünya bu! Rabbimizin hikmetinden sual olunmaz. Sabırlıdır Hüdaverdi. Zor günler için yedek akçe ayırır her zaman. Tutumludur, çünkü işin sürekli olmadığını bilir. Bazen çoklar, yok oluverir. İşte öyle bir yokluk zamanı. Çalışıyor, işi var ama parasını alamıyor. Ödenecek üç tane senedi var ve son günleri. Cebinde beş kuruş yok. Başkasından para istemek de arına gidiyor. İskele üstünde, bunalmış vaziyette çalışıyor. Harç teknesinden aldığı harcı malayla duvarın üstüne yaydıktan sonra koyuyor tuğlayı. Her tuğlada duvar yükseliyor ama koyduğu her tuğla Hüdaverdi’nin canını sıkıyor, ödeyemediği borçları geliyordu aklına.
“Patron bugün gelir de paramı alır ve borcumu öderim inşallah!” diye düşünüyor ve umutla bekliyordu.Bugünkü iş de bitti ama patron yok ortada. Sıkıntı hat safhada. Çaresi kalmadı duadan başka, açtı ellerini Hüdaverdi “Yarabbi halimi sen biliyorsun, darda, zorda koyma beni!” Günün yorgunluğu borç yüküyle birlikte bir kat daha çökmüştü üstüne. Hey gidi koca dünya! Dün ne idik, bugün ne olduk! Ne bekliyorduk ne bulduk!” Üstünü değiştirmek için şantiye binasına yöneldi. Yorgun, düşünceli, biraz da çaresiz. Telefonu çalmaya başladı. Baktı, ablası arıyordu İzmir’den. “Patron arasaydı daha iyi olurdu!” diye geçirdi içinden. Hani derler ya “Arap’ın derdi kırmızı pabuç!”
Açtı telefonu. Sordu ablası “Nasılsın kardeşim?” Ne desin “İyiyim” dedi zar zor.Karşıdaki anladı ses tonundan. Kardeşi iyi değildi ve bir derdi vardı sanki. “Hayır, sen iyi değilsin! Bir sıkıntın var herhalde.” Hüdaverdi “Yok abla bir sıkıntım!” dedi ama inandıramadı. “Çabuk söyle ne derdin var!” diye azarladı kardeşini. Çaresiz, olan biteni anlattı. Ablası “Hemen en yakın postaneye gidiyorsun! Ben göndereceğim sana lazım olan parayı!”
Ne yapacağını bilemedi Hüdaverdi. Şaşkınlık ve sevinç, ikisi bir arada koştu postaneye. Niye şaşırıyorsun Hüdaverdi. Sen dilekçeyi ablana yazmadın! Ablandan bir şey istemedin. Sen gönlünü açtın ve halini Allah’a arz ettin! Samed olan, hiçbir şeye muhtaç olmayan Rabbimiz senin duana icabet etti. “Kul sıkışmayınca Hızır yetişmezmiş!” derler ya! İşte bu, o. Sen sıkıştın Rabbimiz ablanı gönderdi Hızır olarak. O’na zor yok. O isteyince olmazlar oluverir. Hüdaverdi o günden sonra dert etmedi hiçbir şeyi. Bütün sıkıntılara “Bu da geçer ya hu!” dedi ve bütün sıkıntılar dünde kaldı. Dünya dünya dedikleri “dün ya!” İşte böyle! Koskoca dünya, gün gelecek dünden ibaret kalacak. Ötede sorulacakmış “Ne kadar kaldınız dünyada?” Cevabımız “Öğleyle ikindi arası kadar.” Böyle kısa bir hayat için ne dertler çekiyoruz; arzularımız, hırslarımız, etiketlerimiz, sıfatlarımız; paramız, pulumuz; hayallerimiz, ümitlerimiz. İşte hepsi bu kısacık zaman diliminde yok olup gidiyor. Komşunun diktatörü bile bir günde yok oluverdi, arkasında perişan bir ülke bırakarak.
Her şey fani, geçici; o kadar bel bağlamamak gerek. Yönümüz, yolumuz Baki olanda olmalı. Dün kadar kısacık hayata güzel şeyler sıkıştırmalı. “Derdi dünya olanın dünya kadar derdi olur.” demişler. Yazık değil mi bize, dünyayı yüklenip sırtımıza sıkıntıya giriyoruz. Ne yapmalı? Çok bir şeye gerek yok efendim haddimizi bilmeliyiz. Bu yeter bize!
Sağlıcakla kalın efendim.