Bugun...


Mustafa TOPTOP

facebook-paylas
HAYDİ TUT BİZİ ORUÇ
Tarih: 11-03-2024 12:11:00 Güncelleme: 11-03-2024 12:11:00


     Mübarek ayların en değerli halkası içerisindeyiz. On bir ayın sultanı olarak değerlendirilen ay. Sultan gelince boyun bükülür, hürmet edilir. Çünkü sultan bir tanedir. On iki ayda bir gelir. Gelirken eli boş gelmez. Hediyeler getirir. Müjdeler verir, sevindirir sevenlerini. Cömerttir. Bir istersin on verir. Öyle bir gece vardır ki içinde bin geceye bedel. Sabaha kadar feyiz akar, rahmet yağar sağanak sağanak! Sultan böyle gelir. Haşmetiyle, heybetiyle.

     Gönülden isteyene ve hak edene verir. “Ey Rabbim! Bize dünyada ve ahirette iyilik ve güzellik ver! Ateşin azabından koru bizleri!” Ne güzel bir duadır bu.  Hem dünyada hem de ahirette iyilik ve güzelliği istemek. İşin sırrı burada. İyi ve güzel olmak. Kısacık ömrü iyi ve güzel geçirmek. Yani Rabbimizin istediği gibi. İnsanların değil, Rabbimizin istediği gibi. Nefsimizin istediği gibi değil Rabbimizin istediği gibi…Ateşten korunmanın başka yolu yok.

Bizi Hak yolundan ayırarak saptırmayı vazife edinmiş hain şeytanın bağlandığı, nefsimizin rahat bir nefes aldığı bir aydayız. Bir gecesi seksen yıla bedel! Fırsatların en kıymetlisi bu ayda gizli. Oruç nimeti terbiye etmeye gelmiş bedenimizi ve nefsimizi. Bize zarar veren ne varsa ortadan kaldırmaya gelmiş sultan. Böyle misafir ağırlanmaz mı? Evlerimizin baş köşesine buyur edilmez mi? Sofralar donatılmaz mı?

     “Biz de öyle yapıyoruz” diyeceksiniz. Sofralarımızın şenlendiği doğrudur. Misafiri hoş etmek için elimizden geleni yapıyoruz. Sofralarımızda yok yok! Eş dost herkes var ama sofrada fakir yok, garip yok, düşkün yok! Hırslarımızı körükleyecek, kibirlerimizi büyütecek her şey var ama tevazu yok! Nasıl terbiye edilecek bu azmış nefisler?

     Yalanı dolanı bıraktık mı? Çalmayı çırpmayı bıraktık mı? Mazluma zulüm yapmayı bıraktık mı? İnsanlara sevgiyle, saygıyla bakabildik mi? Varlığımızı Allah rızası için bölüşebildik mi? Kendi benimizden kurtulup “biz” olabildik mi? Depremden, selden ve diğer felaketlerden yeterince ders alabildik mi? Sanmıyorum. Biz yine her şeyi nefsimiz neyi, nasıl arzu ediyorsa öyle yapmaya devam ediyoruz. Kendimizi değiştirip yüce Allah’ın istediği gibi bir kul olamıyoruz. Anlamak için birçok fırsat geliyor ama ayağımızla tepiyoruz.

     Hem bu misafir ağırlama işini yanlış anlamışız biz. Bu misafir evlerimize, sofralarımıza gelmemiş. Gönül evine girmek, gönül sofrasına oturmak istemiş. Biz de sıkı sıkıya kapatmışız gönlümüzü. Kibir kilidini takmışız kapısına, girebilene aşk olsun! Nefis örtüsüyle kapatmış şeytan! Ateşin azabını körükler ha bre! Ah bir bilsek, anlayabilsek! Gaflet uykusundan uyanıp bir silkinsek, örtü kalkacak, kilit açılacak!

Haydi tut bizi oruç, tut bizi. Biz şaşırdık, biz sapıttık! Tut bizi! Hep yanlış yollardan gidiyoruz. Şeytanı yoldaş edinmişiz. Tut bizi. Doğru yola ilet! Rabbimizin nimet verdiklerinin yoluna. Sapıtıp dalâlete düşen ve gazaba uğrayanların yoluna değil!

     Peygamber Efendimiz “Kim faziletine inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları bağışlanır.” diyor. O söylüyorsa doğrudur. Fırsat ayağımızda. Duanın tam zamanı şimdi.

     Ey Allah’ım bizi orucun gerçek manasını kavrayanlardan, Ramazan ayını vesile bilip istikametini düzeltenlerden eyle! Şaşırtma bizi!

     Hayırlı Ramazanlar efendim!



Bu yazı 1046 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI