Vücudumuzda biriken stresi atmanın en güzel yolu mevsim ister ilkbahar olsun ister sonbahar olsun isterse kara kış olsun  Doğaya karışarak onunla bir olmaktır yaşamaktır. Doğadan aldığımız ister negatif olsun ister pozitif  enerjileri vücudumuzda artı olarak sindirmek kadar güzel bir şey yok . Bedenimizi ve Dünya mızı artık yakmaktan vazgeçen  ama ısıtmaya hala devam eden en güzel sonbahar güneşidir. Gerçi yüreklerimizi  yakan  deprem felaketi ve içimizi yakan  savaş haberleri olsa da hayat devam ediyor. Doğamız gereği hormonlarımızın aynı gün içinde hem hüzün hem de sevinçleri yaşaması sonrası içimiz de ki hüzün ve ayrılık rüzgarları  , dalgalı denizlerde  yakamozların yıkandığı bazı geceler ve arkasından gelen gündüzler içimizdeki hüzün rüzgarları  bizleri keşfedilmemiş yerlere dağların doruklarına belki bir şelalenin bilinmeyen ayaklarına çekiyor. Hatta girilmemiş  yüreklerdeki hüzünleri bile paylaşmaya gönüllü yapıyor bizleri. Sanki sonbaharda insanlar hüzünle besleniyor en yakınındakine sığınmak için bahane arıyoruz toplumca. En önemlisi de  güz güllerinde aradığımız bahar esintilerinin  çiçek kokularını esen rüzgârın kollarında en kuytu köşelere kadar taşındığı o esrarengiz yerleri  keşfetmek belki de kışa aylarında  en önemli işimiz  olmalı . Gelecekle ilgili hayallerimizi başka bir baharın tatlı esen yellere emanet edeceğimiz günler önümüzde olsa da  Her yeni yılın  ilk ayı ocak ayında  hepimiz  içimize kapanmaya battaniyelere sarınmaya içimizi ısıtmak için  kahveleri yudumlamaya davet ediyor., önümüzdeki günlerde  kar yağsa da açmaya acele eden kardelen çiçeklerinin  bahara göz  kırptığı günlere az kaldı. Buz tutan günlerde şiddetli esen rüzgarlara ,lapa lapa yağan  karlı günlerde aç kalan kedilere köpeklere kuşlara ve tüm olumsuzluklara rağmen kış aylarının  güzelliklerini yaşamak  çok  güzel değil mi sevgili dostlar.  Kıymetini bilmediğimiz günlük yaşantımızdaki güzelliklere  bir bakalım . Kahvaltıya gidiyorum. Kahve içmeye gelir misin derken o iki lafın belini kırmak. Hadi bir çorba içiverelim ya da ailecek yorulmadan ızgara keyfini sürmek lokanta ve kır bahçelerin de temiz hava almak ne  kadar özel ve güzel anlardır.Tüm bu güzellikleri  ilkbahar ,yaz ve sonbahar  eşliğinde  sararan yaprakları çiğnemek , salıncakta daldan dala uçmak ve oltayı en uzağa fırlatarak saatlerce başını beklemek.çok güzel olsa da bu güzellikleri şimdilerde sıcacık ateşin yanında kar çiğneyerek yapmanın da tadı başka bilin istedim. Canımızın  istediği zaman kötü olayların  olmadığı bir Türkiye de yani ülkemizde gezebilmek özgür olabilmek ne kadarda değerli değil mi?.

Ey karlı kış günleri sizleri bu güne kadar sıcacık odalarımızda  camekanların arkasından seyretmekle yetindik. Ama bundan sonra ruhumuzu sıkan uzun kış gecelerinden korktuğumuz soğuk bizi  artık etkileyemez kar ol yağmur  ol yağ delice, Gökkuşağı ol doğayla birlikte başımıza taç yapalım seni. En iyisi içimizde hep kal da sonsuza kadar bize renk ol, enerji ol  daha doğrusu güzel haberlerin müjdecisi ol. Hayata değer katan tüm enerji kaynaklarının  adilce paylaşıldığı günlerin umudu  ol ki  insanlık artık savaşmaktan vaz geçsin  Dünya her anı her günü ile  hep birlikte tüm mevsimleri yaşamayı başarabildiğimiz bir yer olsun. çocuklar  ağlamasın analar karalar bağlamasın  yürekler umutlarla süslesin. Ömrümüzün gelecek mevsimleri bundan sonrası   bizler ve tüm dünya  için hep ilkbahar olsun…