Teknolojinin her alanda tavan yaptığı şu son günlerde seçimleri unutup dışarı çıkıp bir anket yapsak. Önümüze çıkan ilk 100 kişiye şu soruyu sorsak. ‘’Hiç bitmeyen sevdanız nedir ?’’ mutlaka çok değişik cevaplar alırız hep birlikte. Kimisi için anası, kimisi için babası ,eşi kızı,oğlu arkadaşı, kankası, partisi  belki de atası kedisi köpeği ve ya  can dostu belki de çoğu erkeğin tercihi motoru arabası yada ne bileyim belki de bazı kadınlar için takıları çocukları yada evi diye cevaplar alacağımız aşikar Ama sizlere bir sır vereyim mi farkında olmaksak da çoğumuzun farkına bile varmadığı bir aşkımız var hepimizin belgelenmemiş bir ilk aşkı var.ne mi diyen sorularınızı duyar gibiyim naçizane  dikkat sizlerin itiraf edemediğimiz bende dahil ilk aşkımız tabikii de Radyolarımız yani  Radyo dinleme aşkı. Sohbet sırasında hepimiz arada bir değiniriz benim arabamda devamlı şu radyo açıktır. Başka bir teyzemiz benim mutfağımın vazgeçilmezi filan radyo yada bir amcamız benim ve balkonumdaki muhabbet kuşumun tek arkadaşı o radyo bu radyo deriz Hatta daha da ileri gider karşımızdakinin bizimle aynı radyoyu dinlemesi için hafif yollu bir baskıda yaparız.

                Ne kadar Sibel Canın şarkısında dediği gibi lale devri çocukları olsak da içimizdeki yaşlar hepimizin aynı hala bahar hala 17-18 ziz sizcide öyle değil mi? lale devri çocukları olarak  bir el büyüklüğündeki  radyoyu evlerin arasında ki taş duvarın üzerine koyarak iki hane nefes almadan  birlikte her gün saat 10.00 da dinlediğimiz arkası yarın dinleyen çocuklarız aileleriz bizler. Her sabah saat 10;00 da ki piyesi seslendiren sanatçıların dudaklarından dökülen kelimeleri şimdi sorsanız hepimiz tek tek anlatırız. Zeki Müren’ in sesinden şarkıları dinlerken aldığımız haz  unutulur mu hiç. Nice dev sanatçıların sesinden çeşit çeşit  şarkılar türküler kantolar dinleyerek Türk sanat Müziğiyle yoğrulan ve büyüyen çocuklarıyız biz lale devri çocukları. Hele  bir de köylerde yaşayan bir büyüğünüz sizden

-Benimde evde canım sıkılıyor bende ajansı evimde dinlemek istiyorum radyonuzu bana yollayın. Diye bir istek geldiyse tüm ev halkı hep birlikte itiraz ederdik bu isteğe çünkü  o yıllarda  evlerde başka bir eğlence genellikle yoktur o yıllarda sadece ayda bir gidilen sinemaların dışında yaşadığımız o güzel yıllarda .Türk sanat müziği aşkını şimdiki nesil çocuklarımıza aşılamak için uğraşsak da olmadı onlar için yeni akım pop tarzı çocuklarımızı da arasına akımına kaparak aldı başını gitti Eskilerde evlerin tek eğlenceleri  olan radyolarımız şimdilerde tavan aralarında tozlar içinde antika olarak   müzelerde yerini alsa da evlerimizin  köşelerini şimdilerde sessizce süslese de zamana meydan okuyan tüm radyocu kardeşlerimizin azimli çalışmaları ile yeni model radyolar yada internet üzerinden ulaştığımız hala evimizin arabamızın işyerlerimizin kapanmayan sesleri ile biz lale devri çocukları hala mutlu olabilmenin yollarını radyolarda bulmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Bizler lale devri çocuklarıyız ama Leyla ile mecnun ,gibi çoktan masal olmadık başkaları için olmasa bile kendimiz için bitmeyen kara sevdamız aşkımız radyolarımız hala başımızın tacı hala vazgeçemediğimiz tek mutluluk kaynağımız.Teknoloji sen olmadan da olmuyor ama ilk aşklar asla unutulmuyor.Saygılarımla…