Bugun...


Mustafa TOPTOP

facebook-paylas
TATİL BAŞLIYOR
Tarih: 13-06-2024 12:37:00 Güncelleme: 13-06-2024 12:37:00


Haziran ayı ile birlikte sıcaklar arttı. Özellikle çocuklarımızın ayakları geri geri gitmeye başladı. LGS dediğimiz liselere giriş sınavı ve TYT, AYT, YDT gibi adlar verdiğimiz üniversite sınavları da yapıldıktan sonra öğrencilerimiz okullarıyla ilişiklerini kestiler adeta. Bakanlık her ne kadar son haftayı sosyal etkinlik haftası olarak belirlese de okullar boşaldı, tatil birçok öğrenci için çoktan başladı.      

            Çocuklarımızın durumu insanımızın genel durumunu yansıtır aslında. İnsan hayatında genel bir disiplin vardır. Her gün okula gidip gelen insanı diri tutan hedefler vardır. Hedeflere ulaşılınca gevşeriz ve tatil moduna geçiveririz.  Büyükler için de böyle değil mi? Beş gün çalışan hafta sonu tatilini, bir yıl çalışan da yıl sonu tatilini bekler. Dinlenmek hakkımız tabi. Aynı zamanda ihtiyacımız. Çocuklarımız da yaz boyunca dinlenecekler, yeni öğretim yılı için enerji toplayacaklar haklı olarak.

            Öğretmenlerimiz çocuklarımızın tatillerini disipline etmek adına onlara tavsiyelerde bulunsalar da asıl görev ebeveynlerin. Aileler tatil adına çocuklarımıza neler sunabiliyorlar? Biraz ona bakmak lazım. Ekonomik durumumuz, yaşadığımız yerler, yaptığımız işler belirliyor tatilin şeklini.

            Şu soruyu sormalıyız kendimize. Hayat bize sürekli dinlenme hakkı tanır mı? Dinlenmek vücudun dinlenmesi mi, kafanın dinlenmesi midir? Belki her ikisi de diyebiliriz ama gerçek dinlenme hem beyinin hem de vücudun dinlenmesi ile olur. Gün içerisinde nasıl uykuya ihtiyacımız varsa, yıl içerisinde de kendimize bir reset çekmeye, dinlenmeye ihtiyacımız vardır.

            Tatil sonsuz dinlenme değildir. Yapmadıklarımızı yapmak da bir dinlenme şeklidir. Gücümüz, imkanlarımız doğrultusunda gezmek, tabiatı tanımak; temiz havayı göğsümüze doldurmak da gerekir. Dağlar, kırlar, ormanlar, su başları belki de en iyi dinlenme yerleridir. Kısa süreli de olsa bulunduğumuz ortamdan çıkıp yaşadığımız şehrin gürültüsünden uzaklaşıp cıvıldaşan kuşların seslerini, şırıl şırıl akan bir derenin çağıldayışını dinlemek iyi gelecektir bize.

            Yıllar önce Sapanca’da yaşlı bir amcaya misafir olduk. Amca beni memnun etmek adına “Şu karşıki dağa götüreyim mi seni?” diye sordu. Kabul ettik ve tırmanmaya başladık kestane, ıhlamur gibi yüksek boylu ağaçların bulunduğu dağa.  Orman yolunu kullandık önce. Su deposunun üzerine oturarak manzarayı seyrettik. Oksijeni bol bol çektik içimize. Yeşilin her tonu var burada. Güneş Sapanca gölünü terk ederken o kadar güzel görüntüler sundu ki bize akşam vakti. Tarifi mümkün değil. Yaşamak lazım.

            Hava karamaya başladı. Amca “Seni kendi baltamla açtığım patikadan indireyim mi?” dedi. “Olur.” dedim ve düştüm peşine. Yaşlı dedim ama o kadar hızlı yürüyordu ki akşamın karanlığında yetişmek zor oluyordu amcaya.  Bazen toprağa, bazen yumuşak bir şeye, bazen de çalı çırpıya basıp hızla ilerliyorduk aşağıya doğru. Adrenalin tavan, nefes nefese amcayı kaybetmek, geride kalmak korkusuyla indik aşağıya, ormandan çıktık. “Memnun oldun mu?” diye sordu amca gülerek. “Amca servetini versen yalnız başıma inmezdim o yoldan! Bana unutulmaz bir anlar yaşattın. Teşekkür ediyorum.” dedim. Gerçekten unutamadım.

            Tatilde çocuklarımızı bekleyen bir tehlike var aslında. Ellerindeki telefonlar, bilgisayar, televizyon… İnternet denilen dipsiz kuyu çocuklarımızı çektikçe çekiyor içine. Konuşmalar değişiyor, anlayışlar değişiyor, tutum ve davranışlar değişiyor. Kontrolsüz ve disiplinsiz bir yaşayış biçimi zarar veriyor onlara. Canımızın bir parçası çocuklarımızı kendi ellerimizle ateşin içine atıyoruz. Tamamen uzaklaştıralım demiyoruz ama faydalı ile zararlıyı ayırt etmek şartıyla süreli, sınırlı bir şekilde ekranı kullandırmak gerekiyor. Unutmayalım sonra şikâyet etmeye hakkımız olmayacak onların bazı davranışlarından dolayı. Çünkü ne yaptıysak kendi eserimizdir.

            Ne yapalım? Nasıl geçirelim tatili? Çocuklarımızı tabiata çıkaralım, yürüyüşler yapalım. Dünyanın güzelliklerini tanımalarına imkân tanıyalım. Mümkünse birlikte vakit geçirelim. Çocuklarımızı boş bırakmakla tatil yaptırmış olmuyoruz. Tatilde alternatifler aramalıyız. Çevremizdeki sosyal, sportif etkinlikleriçerisinde kendilerini geliştirmelerini sağlamalıyız. Eskiler hayatı öğrensinler diye bir meslek erbabına teslim ederlerdi çocuklarını. Okulda öğretilmeyen birçok şey bu yolla öğretilirdi. Camilerde açılan kurslar vasıtasıyla inancımızı tanımalarına, yaşamalarına fırsat verilirdi. Yapılabilecek daha birçok şey var. Arayalım.

            Hayat boşluk götürmez efendim. Çocuklarımız için en iyisini yapabilmek dileğiyle iyi tatiller…

 



Bu yazı 163 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI