Mübarek aylar olarak bilinen üç ayların birincisi olan Recep ayının yirmi yedinci gecesini idrak etmekteyiz. Rabbimiz bizler için öyle değerli, sırlarla ve hikmetlerle dolu günler, geceler, hatta saatler bahşetmiş ki farkına varıp gereğini yapanlar kazanmışlardır. İşin özünde bütün noksan sıfatlardan münezzeh olan yüce Allah’ı tanımak, kulluğumuzu anlamak, Peygamber Efendimizin bize öğrettiği şekilde vazifelerimizi yapmak vardır.

“Kulunu (Muhammed -aleyhissalâtü vesselâm-’ı) bir gece, Mescid-i Harâm’dan kendisine bazı ayetlerimizi göstermek için, etrafını mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allah, her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla bilen, hakkıyla görendir.” İsra suresinin birinci ayetinde Rabbimiz Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya oradan da Sidretü’l-Müntehâ’ya giden kutlu yola işaret eder ve bu yolculuğun hangi sebeple yapıldığını belirtir.

1-Ayetleri göstermek.

2-Allah’ın her türlü noksan sıfatlardan münezzeh olduğunu belirtmek.

3-Allah’ın her şeyi bildiğini ve hakkıyla gördüğünü bildirmek.

4- Mescid-i Aksa’nın etrafının mübarek kılındığını tespit etmek.

Ayet açıktır ve nettir. Peygamber Efendimiz(sav) isra ve miraç hadiselerini bizzat yaşamıştır. İnsan aklının sınırlarını aşan bu hikmetlerle dolu yolculuğun ayrıntılarını da hadislerden öğreniyoruz. Her devirde peygamberler Allah’ın dinini anlatmış ve onlara inanmayan inkarcılar çıkmıştır. Hakiki iman sahipleri “O söylüyorsa doğrudur!” diyerek peygamberlerin dediğine hemen inanmış ve kurtuluşa ermişlerdir.