Bugun...


Mustafa TOPTOP

facebook-paylas
VESVESE
Tarih: 14-05-2024 10:58:00 Güncelleme: 14-05-2024 10:58:00


            Derbeder olmuş saçlar, matlatmış gözler. Korkuyu mu, endişeyi mi anlatıyor bilemediğimiz bakışlar. Dışı değil sadece içi de karışık kafalarımızın. Hatta içi daha karışık. Kendine güvenerek geleceğine bakan insanların sayısı o kadar azalmış ki! Nereye gitsek dışı gibi içi de dağılmış insanlar çıkıyor karşımıza. İçimizdeki kurt sanki durmadan kemiriyor bizi.

            Evden çıkıyoruz, “Kapıyı kilitledim mi? Ocağı söndürdüm mü? Ütünün fişini çektim mi? Işığı kapattım mı?” Sorular uzayıp gidiyor. Sonra eve dönüyor, bir daha kontrol ediyoruz. Evde böyle, işte böyle neredeyse her gittiğimiz yere taşıyoruz acabalarımızı. Çünkü kurt içimizde. Şeytanın işi ne? Fısıldıyor nefis kulağına, sonra geçip karşımıza gülüyorgöstermeden kendini bize. Ne de olsa izinli kıyamete kadar! İşi bu! Vesvese.

            Sağlam bir imana sahip olanlar kurtarıyor kendini. Ancak onlar bozuyor oyunu. Eskiler anlatırlar. Adamın biri sabah namazını kılmak için güzel bir abdest almış, en temiz elbiselerini giymiş, evden çıkıp düşmüş caminin yoluna. Sokak lambaları yok şimdiki gibi. Karanlık her yer. Yağmur da yağmış, çamur sokaklar. Karanlıkta takılmış bir şeye ayağı, yuvarlanmış. Kirlenmiş üstü başı. Bu şekilde camiye gidilmez ki. Hemen dönmüş eve, temizlemiş üstünü, başını, yenilemiş abdestini tekrar çıkmış dışarı. İlerlemiş biraz, namaza yetişmek için hızlanmış ama nafile ayağı yine bir şeye takılmış, yuvarlanmış, kirlenmiş üstü başı. Çaresiz dönmüş eve. İçinden bir ses “evde kılıver, yetişemezsin!” diyormuş. Aldırış etmemiş o sese yine temizlenmiş ve evden çıkmış camiye yetişmek için. O da ne? Dışarıda yaşlı bir adam elinde fenerle bekliyor onu! “Camiye gidiyorsun galiba, götüreyim.” der ve düşerler yola. Camiye varınca ihtiyar “Haydi sen gir!” der. Adam şaşırır. “Sen gelmiyor musun?” Yaşlı adam “Ben namaz kılmam, sen gir!” der. Adamın şaşkınlığı gittikçe artar. “İyi de madem namaz kılmıyorsun, niye getirdin beni?” İhtiyar üzgün, cevap verir: “Ben şeytanım, evden çıkınca seni düşüren bendim. Birinci düşüşünde Allah senin bütün günahlarını affetti. Sen vazgeçmedin. İkinci defa düştüğünde sen yine vazgeçmedin, Allah senin bütün sülalenin günahlarını affetti. Sen hala vazgeçmedin, eğer bir defa daha düşüp de vazgeçmezsen bütün Müslümanların günahlarının affedileceğinden korktum, öyle bir şey olsaydı benim işim biterdi. Bu sebeple seni güvenli bir şekilde camiye kadar getirdim.”

            Kıssadan hisse efendim. Bütün mesele kararlı olmak ve doğru bildiğimiz şeylerden asla vazgeçmemek. “Nasıl olacak bu?” der gibisiniz. Başta da dedik ya günümüz insanın kafası çok karışık.

            Geçenlerde bir “Erkek Sığınma Ev’in” de vesvese üzerine sohbet ederken yaşlı bir amcanın anlattığı hikâye gülümsetti beni acı acı! “Caminin birinde yatsı namazının farzı kılındıktan sonra cemaatten biri hoca efendiye “Hocam namazı üç rekât kıldık galiba!” der. Cemaatte bir tartışma başlar. Bir kısmı üç rekât, bir kısmı da dört rekât kıldıklarını söyler. İmam dört rekât kıldıklarını söyler ama tartışma bitmez. Mahallenin eşrafından bir hacı amca koyar noktayı. “Kesin olarak üç rekât kıldık.” der. “Nasıl bu kadar emin oluyorsun?” diye sorarlar. Hacı amcakendinden emin bir şekilde açıklar. “Benim dört dükkanım var; birinci rekâtta birinci dükkânın, ikinci rekâtta ikinci dükkânın, üçüncü rekâtta üçüncü dükkânın hesabını alırım. Üç dükkânın hesabı bitti, dördüncüye geçmeden hoca selam verdi, onun için eminim üç rekât kıldık!” der.

            Çoğumuzun hali bu maalesef. Vesvese sarmış hepimizi. Kendinden emin, kararlı insanların sayısı fazla değil! Allah kabul eder inşallah vesvese ile kıldığımız namazlarımızı. Yeter ki vazgeçmeyelim. Bir de takıntıya dönüştürmeyelim vesveselerimizi. Psikologlar Obsesif Kompulsif Bozukluk diyorlar bu hastalığa. Son günlerde sıkça duyar olduk bu hastalığın ismini. Kapıları peçete ile açanlar, ellerinin ve vücudunun kirlendiğini düşünerek lavabodan ve banyodan uzun süre çıkmayanlar. Bu yüzden içinde bulunduğu toplumdan gittikçe uzaklaşanlar, ailesi ile problem yaşayanlar hiç de az değil!

            Vesveselerimiz takıntıya dönüşmeden hiç gocunmadan destek almalı psikologlardan. Etrafımızda bu hastalığa yakalananlar varsa anlayışlı davranmalı, doğru yönlendirmeler yapmalıyız. Kimseyi dışlamamalı ve hor görmemeliyiz bu durumlarından dolayı.

            Unutkanlıklarımızın vesveseye ve takıntıya dönüşmediği, geleceğimize kararlı ve güvenli bakacağımız mutlu ve umutlu bir ömür diliyorum.

 



Bu yazı 802 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI